TRİGEMİNAL NEVRALJİ NEDİR? NASIL TEDAVİ EDİLİR?
“Trigeminal sinir” olarak adlandırılan sinir, yüzün bir yarısının duyusunu alan ve özellikle çiğneme ve konuşma işlevlerini yerine getiren kasların da hareketini sağlayan oldukça kalın bir sinirdir. Yüzün her 2 tarafında birer trigeminal sinir bulunur, çenenin oldukça derininde, kafa tabanında yer alır ve büyük bir sinir boğumu yaparak yüzün tek tarafına çeşitli dallar gönderir.
Trigeminal sinirin hasarı sonucunda yüzün genellikle tek tarafında şiddetli, kısa süreli, “şimşek çakar” tarzda şiddetli ağrı meydana gelir. Bu ağrı bazen uzun sürebilir veya ataklar halinde gelebilir. Her hastada ağrıyı başlatan etken farklı olabilir; yemek yeme, konuşma, su içme, sıcak veya soğuk, çok hafif sayılabilecek bir darbe dahi ağrıyı başlatabilir ve bu nedenle hastalar yemekten ve içmekten bile uzak durmaya çalışabilirler. Ağrı nadiren de olsa yüzün her iki tarafında da görülebilir ve bu durumda hastanın yaşam kalitesi son derece düşer.
Trigeminal nevraljinin nasıl meydana geldiği net olarak ortaya konulamamıştır ancak bu sinire komşu damarlar, kafaya, çeneye, yüze alınan darbeler, uygulanan diş tedavileri zaman zaman suçlanmaktadır. Neden ne olursa olsun sonuç şiddetli ve hayattan bıktıran bir yüz ve baş ağrısı olarak ortaya çıkar.
Trigeminal nevraljinin tanısı diş hekimleri, nöroloji uzmanları, beyin ve sinir cerrahisi uzmanları, fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanları ve algoloji (ağrı tedavisi) uzmanları tarafından konulabilir. Tanının atlanması durumunda hastalara fayda etmeyen ilaç tedavileri uygulanabilir, diş ağrısına benzer ağrılar olduğu için sağlam dişlere tedaviler uygulanabilir ve hatta sağlam dişler çekilebilir. Buna ek olarak çene ve eklem cerrahileri de önerilebilir veya uygulanabilir ancak ağrıları dindirmekte başarısız olabilir.
Trigeminal nevralji tedavisinde en yaygın kullanılan ilaçlar epilepsi tedavisinde kullanılan ilaçlardır ancak hastaların bir kısmı bu ilaçlardan ya yetersiz fayda görür ya da zamanla ilaç dozu arttırılmasına rağmen görülen fayda ortadan kalkar. Bu durumda ilaç dozunun arttırılması da her zaman yeterli olmayabilir.
Sinirin etrafının ameliyatla temizlenmesi yani cerrahi dekompresyon işlemi başarı ile uygulanabilir ancak hastaların önemli bir kısmında yeterli rahatlama sağlamayabilir. Öte yandan yapılan ameliyat bir cerrahi işlemdir.
Son yıllarda giderek artan şekilde uygulanan radyofrekans tedavisi ile ilaçlardan yeterli fayda görmeyen, cerrahi olarak başarı sağlanamamış hastalar veya ilaç kullanmaktan bıkmış ve diğer tedavilerden fayda görmemiş hastalarda ciddi ve uzun süreli rahatlama sağlanabilir.
Ameliyathane şartlarında, lokal anestezi ile son derece güvenli şartlarda ve görüntüleme eşliğinde uygulanan radyofrekans tedavisi ile hastanın ağrılı sinirine küçük bir iğne yardımıyla ulaşılır, sinirin ağrılı dalları tek tek tespit edilir ve vücuda ek bir yük yüklenmeden ağrılar kesilebilir. Günübirlik olarak uygulanan radyofrekans işlemi yaklaşık 1 saat kadar sürer, hasta işlemden 1-2 saat sonra taburcu edilir ve ortalama 15-25 gün arasında iyileşme sağlanır. Yapılan işlem son derece güvenli ve etkilidir. İlerleyen yıllarda ihtiyaç duyulması halinde işlem rahatlıkla tekrarlanabilir.
Uzm. Dr. Taylan TEMEL