Kendimize Yeterince İyi Bakıyor Muyuz?

Sağlığımıza ne kadar dikkat ediyoruz, Kendimize yeterince iyi bakıyor muyuz?

Eski toprak diye tabir ettiğimiz büyüklerimizin dişleri yerinde durur, şimdiki nesil dişçiden çıkmaz. Onlar hastaneyi yaşlandıklarında öğrenir, bizimkiler bebeklikten başlar hastaneye gitmeye.

Sanayi sektörünün gelişmeye başlaması ile birlikte her şey alt üst oldu. Yediklerimiz doğal olarak üretilemez hale geldi. Toprağa ekilen tohumların hibrit tohumlar olması, ürünün baştan sağlıksız üretilmesi anlamına geldi. Tabi biz bunu anlamadık.

Tohum, toprakta böceksiz yetişsin ve daha fazla ürün alınsın diye zirai ilaçlar toprağa salındı, hormonlarla ekilmiş ürünler takviye edildi. Gıdalar evimize gelene kadar bozumasın diye kimyasallarla desteklendi. Bütün bunlar ürünün, soframıza geldiğinde sağlıksız, vitamin değerleri düşük gıdalar olarak tüketilmesine sebep oldu.

Paket içerisinde aldığımız her hazır gıda, raf ömrünün uzaması için katkı maddeleri ile desteklenmekte. Katkı maddeleri gıdaların, paketli ürünlerin daha geç bozulmasını sağlamakla birlikte sağlığımız için çok tehlikeli sonuçları da beraberinde getirmektedir.

Yemek kültürümüz de değişti. Zamanı hızlı kullanmak zorunda olan çağımızın insanı fast food tüketime yönelmeye başladı. Karbonhidrat ağırlıklı beslenmek vücut dengemizi alt üst etti. Fast food yemek kültürü olarak hayatımızda yerini alana kadar ne kadar zararlı olduğunu anlamadık.

Sanayinin gelişmesi, araç kullananların artması, ozon tabakasının delinmesi soluduğumuz havayı alt üst etti. Hiçbir şeyden etkilenmesek bile hava kirliliği başlı başına bir tehlike arz etmekte.
Araç kullanmanın ve elektronik eşyaların artması ile birlikte hareket etme olanaklarımız da azaldı. Aldığımız kalorileri yakamadan tekrar yemek yeme ihtiyacı hissettik. Spor yapmanın sağlığımız için ne kadar önemli olduğunu unuttuk sanırım.

Bütün bunlar göz önünde olan olumsuzluklar. Görmediğimiz, bilmediğimiz neler var bize zarar veren, sağlığımızı tehlikeye atan… Bunca olumsuzluğun içinde kendimize yeterince iyi bakıyor muyuz? sorusunu bir kez daha sormamız gerekmez mi, ne dersiniz?